Çeviribilim Nedir?
Çeviribilim, yazılı ve sözlü çevirinin teori, betimleme ve uygulamasını konu alan bilim dalıdır. Çeviribilim sahalar arası bir çalışma alanına sahip olduğundan, çeviriye destek olan çeşitli bilim alanlarından destek alır. Bunlar dilbilim, sosyoloji, tarih, karşılaştırmalı edebiyat, felsefe, filoloji, göstergebilim, edebiyat gibi bilim dallarıdır. Çeviribilim kendi içinde farklı alanlara ayrılır, bu alanlardan en önemlisi uygulama ve kuram alanlarıdır.
Çeviribilimin İlkeleri Nelerdir?
Çeviribilimin temel olarak üç ana ilkesi vardır. Bunlar:
Sadakat: Hedef dilde ortaya çıkan çeviri metnin kaynak dildeki metne ne kadar benzediği, çevirmenin orijinal metne ne kadar sadık kaldığı ile alakalı ilkedir. Edebiyat çevirilerinde önemli bir yeri vardır.
Çoğul-dizge: Kuramın amacı, toplumsal düzenin içinde edebiyatın rolünü ve işlevini göstermektir. Kültür, farklı altdizgelerden oluşan bir dizgeler dizgesi olarak görülür. Edebiyat bu dizgenin bir altdizgesidir ve çeviri yazını da edebiyat dizgesinin içinde bulunur. Merkez-çevre ilişkisi düşünülerek çeviri yazının hangi durumlarda merkezde veya çevrede olduğu araştırılır.
Yapısöküm: Bu kuram sözcüklerin içini boşaltmış, “ak”ın aslında “kara” olabileceğini göstermiştir. “Yazar” kavramını öldürmüş, metnin yazardan bağımsız olduğunu, okurla metnin arasına yazarın giremeyeceği belirtilmiştir. Böylece, kendisi aynı zamanda bir okur olan çevirmene de sonsuz bir özgürlük bahşedilmiş gibi görünse de, çevirinin işlemesi için erek kültürün normlarına uygun bir şekilde üretilmesi gerekmektedir.
Çeviribilimin Tarihçesi
Çeviri eylemi dillerin tarihi kadar eskidir ve insanların dillerinin farkılaştırıldığı Babil Kulesi efsanesinde dille birlikte öne çıkan kavramdır. En eski ve ünlü çeviri örnekleri dini yazıların çevirileridir. Bunların içinde en önemlisi Tevrat’ın bilinen en eski Yunanca tercümesidir. Bir teoriye göre, bu çeviri 72 çevirmenden oluşan bir delegasyon tarafından gerçekleştirilmiş ve değerlendirilmiştir.
Bilimin gelişmesiyle birlikte Bağdat’ta matematiksel, astrolojik, astronomik ve aynı zamanda da tıbbi metinlerin çevirisi yapılmıştır. 12. ve 13. yüzyılda İspanya’da bir çeviri okulu kurulmuş, bu okulda, Arapçadan tercüme edilen tıbbi metinlerle bilim transferi sağlanmasının yanı sıra pek çok farklı konuda metinler Arapçadan tercüme edilmiştir.
Matbaanın geliştirilmesiyle çeviride büyük bir hız kazanılmış ve bilgi transferi çok daha hızlı bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Reform’un kurucusu Martin Luther’in çevirinin sadece kelimelerin tercümesi değil, asıl kelimelerden çıkan anlamların çevirisi olması gerektiğine dair düşüncesi günümüzün modern çeviri anlayışının da temelini oluşturmaktadır.
Çeviri çok eski bir alan olsa da çevirinin bir bilim olarak ele alınması 20. yüzyılın ortalarına doğru gerçekleşmiştir. 1970’li yıllardan itibaren pek çok çeviri kuramcısı, yaptıkları araştırmalarla çeviribilime katkıda bulunmuş, çeviriye ve çevirmene yeni bir kimlik kazandırmıştır. O zamana dek pek önemsenmeyen ve “görünmez” olan çevirmene aktif bir rol yüklenmiştir.
Türkiye’deki Üniversitelerde Çeviribilim Bölümü
Ülkemizde bazı üniversitelerde Çeviribilim eğitimi direkt olarak bir bölüm şekilde verilirken bazı üniversitelerde ise alt bir disiplin olarak gösterilmektedir. İstanbul Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi, Atılım Üniversitesi ve Okan Üniversitesi Çeviribilim adı altında eğitim verirken geriye kalan üniversiteler mütercimlik bilim dalı eğitimini genel bir şekilde Mütercim-Tercümanlık adı altında sürdürüyor. Ülkemizde yazılı ve sözlü çeviri konusunda lisans düzeyinde ilk eğitim veren 1983-1984 eğitim yılında açmış olduğu Mütercim-Tercümanlık bölümü ise Boğaziçi Üniversitesidir. Türkiye’de Çeviribilim dışında Yazılı Çeviri Yüksek Lisans Programı, Konferans Çevirmenliği Tezsiz Yüksek Lisans Programı ve Yazılı Çeviri Doktora Programı gibi çeviri ile ilgili çeşitli lisansüstü eğitim programları da yer almaktadır.