Çeviri yazılı, görsel vaya işitsel biçimlerde ve farklı aktarım formatlarının yardımıyla üretilen bir mesaj veya içeriğin bir dilden diğerine aynı veya benzer anlamı taşıyacak şekilde aktarıldığı zihinsel bir faaliyettir. Yani bir dilde mevcut olan birimlerin bir dilden başka bir dile transfer edilmesi işine çeviri veya tercüme diyoruz. Çeviri işi de sözlü çeviri ve yazılı çeviri (veya sözlü tercüme ve yazılı tercüme) olarak ikiye ayrılır.
Kavramsal Çeviri Tanımları
Bunu birkaç kaynakta ele alındığı gibi ifade edersek çeviri, bir metnin içeriğinin kaynak dilden hedef dile aktarıldığı bir eylemdir (Foster, 1958). Yazılı çeviri ediminde çevrilecek dil kaynak dil (bkz. kaynak dil) olarak adlandırılırken, çevirinin yapıldığı veya okunacağı dil ise hedef dil (bkz. hedef dil) olarak adlandırılır. Çeviride amaç, bir konuşmacı veya yazarın mesaj veya içeriğini mümkün olduğunca net ve anlaşılır bir şekilde (veya üretildiği dilde belirsizlik hedeflenmişse yine muğlak şekilde) aktarmaktır.
Bir çevirmenin hem kaynak, hem de hedef dil hakkında iyi bilgi ve donanıma sahip olması gerekir. Ghazala’ya (1995) göre, “çeviri genellikle kaynak dilin anlamını hedef dile iletmek için kullanılan tüm süreç ve yöntemleri ifade etmek için kullanılır.” Ghazala’nın tanımına göre anlam, çeviride vazgeçilmez bir unsur olarak ele alınmaktadır. Yani, çeviri yaparken kaynak metindeki anlamı kavramak, hedef metinde uygun eşdeğerde olması açısından hayati önem taşır.
Çeviri hem bir süreç, hem de bir üründür. Catford’a (1995) göre, çeviri bir dildeki metinsel içeriğin başka bir dildeki eşdeğer içeriğe dönüştürülmesidir. Bu tanım, çevirinin bir faaliyet/süreç olduğunu gösterir. Aslında ifadelerin aynı dilde daha anlaşılır, güncel veya basit ifadelere dönüştürülmesi de bir tür çeviri işlemidir (bkz. Osmanlıca Çeviri). Buna İngilizcede paraphrasing denir.
Çeviri denince asıl aklımıza gelen ise bir dilden başka bir dile yapılan eylemdir. Bize kendi dilimizde anlamayı/başka bir dilde anlaşılmayı, farklı kültürleri tanımamızı ve eski toplumlarla medeniyetlerin yaşamına dair fikirler edinmemizi sağladığında ise çeviri bir ürün haline gelir (Yowell and Mutfah, 1999).
Tercümenin İşlevleri
İngilizce dili yazılı çeviri (translation) ve sözlü çeviri (interpreting) arasında her dilde bulunmayan bir terminolojik ayrım oluşturur. Çevirmen, anlık üretim yaptığı sözlü çeviride ve özellikle birbirini karşılamayan kültürel öğelerin sorun teşkil ettiği yazılı çeviride kaynak dilin sözcüklerini, dilbilgisini ya da sözdizimini istemeden de olsa hedef dilde oluşturduğu ürüne dahil etme riskiyle karşı karşıyadır. Öte yandan, bu tür “aktarımlar” bazen, uzun yıllar içinde, ödünç sözcüklerin hedef dilleri de zenginleştirecek şekilde kullanımı anlamına gelebilir. Kasparek’in de The Translator’s Endless Toil eserinde söylediği gibi kutsal metinlerin ilk çevirmenleri de dahil olmak üzere çevirmenler, çevirdikleri dillerin şekillenmesine yardımcı olmuşlardır.
Çeviri ve Teknolojik Gelişmeler
Çeviri sürecinin meşakkatli doğası gereği, 1940’lardan itibaren, çeviri eylemini otomasyonlu hale getirmek ve veya insan çevirmenlerin teknik araçlarla daha hızlı çeviri yapmasını sağlamak için tedrici birtakım gelişmeler yaşanmıştır. Yakın zamanda, İnternet’in yükselişi çeviri hizmetleri için dünya çapında bir pazarı teşvik etmiş ve lokalizasyon olarak bilinen yerelleştirme çalışmalarını kolaylaştırmıştır.
Lingopia, Türkiye’nin çeviri ajansı olarak çeviriyi hem kuramsal, hem de pratik açılardan ele aldığı bir çerçevede faaliyet gösteriyor. Kurucularımız tercüme mezunları ve teknolojik gelişmeler dahil çeviriye dair tüm konuları yakından takip ediyor. Bize daha yakından tanıyın, diğer yazılarımızı okuyun ve hizmet almak için hemen ulaşın!