BM tercümanları dünyaya yön veriyorlar ama asla ilgi odağı olmuyorlar. Neredeyse görünmezler, duyuluyorlar ama nadiren görülüyorlar ve yaşamları boyunca her gün tarih yazıyorlar.
Genellikle Cenevre’den Nairobi’ye, New York’a veya nerede ihtiyaç varsa oraya seyahat ediyorlar, mükemmel bir işe sahip gibi görünüyorlar. Dünyadaki en etkileyici ve itibarlı insanlardan bazılarıyla tanışır ve çalışırlar, toplantılar ve konferanslar sırasında onlar adına konuşurlar.
Ancak en küçük çeviri hatası dünya siyaseti üzerinde ciddi sonuçlar doğurabileceği için basit bir konu değildir. BM tercümanları omuzlarına yüklenmiş sorumluluğun tamamen farkındadır.
BM tercümanları ve küresel düzeyde kültür ve dil engelleriyle nasıl başa çıktıkları hakkında yedi ilginç bilgi.
1. Birleşmiş Milletlerin Altı Resmi Dili Vardır
BM’nin altı resmi dili vardır. Bu diller İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Rusça, Çince ve Arapçadır. Organizasyon, belgeleri tüm resmi dillerde düzenler ve yayınlar, ancak Sekreterlik personeli iç haberleşme için genellikle İngilizce ve Fransızca kullanır. Diğer dört dil Bölgesel Komisyonlardaki müzakereler sırasında kullanılmaktadır.
1946’da İngilizce ve Fransızca tek ortal dil olarak kabul edildi. BM geliştikçe, altı resmi dil de ortak dil haline geldi.
BM’deki çoğu meclis başkanı konuşmalarını altı resmi dilden birinde iletir. Daha sonra tercümanlar konuşmayı diğer beş dile çevirir. Delege veya misafir bu dillerden herhangi birini konuşmuyorsa veya kullanmak istemiyorsa, bu kişiler konuşmayı İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Rusça, Çince veya Arapça’ya çevirecek nitelikli bir tercümanın bulunmasını bekler.
Bu durumda, tercümanlar yapılan bu çeviri üzerinden çevirilerini gerçekleştirirler. Bu hatalar ve yanlış anlamalar için yeterli yer bırakan röle sistemi gibi üç aşmadan oluşan bir sistemdir. Dolayısıyla BM bu tür olaylar sırasında aracı olarak yalnızca bir dili kabul ediyor.
2. BM Tercümanları En Az Üç Dil Konuşuyor
Birleşmiş Milletler Çeviri Hizmetinde çalışmak isteyen dilbilimcilerin ana dillerine ek olarak BM’nin kabul ettiği iki çalışma dilini de konuşmaları gerekmektedir. Bu meslek mükemmel dil becerilerinin yanı sıra geniş çaplı çeviri konularında derinlemesine bilgi gerektirir.
BM’deki müzakereler ve toplantılar siyaset, insan hakları, ekonomik ve sosyal konular, finans ve hukuki işlerinde arasında bulunduğu dikkate değer birçok konuyu içerir. Tercüman, bir delegenin ana dilinden farklı iki dilde de söylediği hemen hemen her kelimenin veya ifadenin karşılığını söyleyebilmelidir.
Tercümanlık gündemdeki küresel olaylarla ilgili gelişmeler aracılılığıyla güncel kalmaları için çaba gerektiren ve devamlı çalışmaları gereken oldukça karmaşık bir iştir.
3. Tercümanlar Aynı Anda Dinler ve Konuşur
Birleşmiş Milletler, toplantılar ve etkinlikler sırasında iletişimi kolaylaştırmak için simultane çeviri hizmetini kullanır. Bu, konuşma sırasında tercümanların çeviri yapmaları için mola vermedikleri anlamına gelir. Çevirilecek bir sonraki cümleyi dinlerken duyduklarını yüksek sesle tercüme etmeli ve konuşmalıdırlar.
Çoğu zaman, tercümanlar ses geçirmez kabinler olarak adlandırılan bir kulağında kulaklık bulunan ve mikrofona konuşan izole bölmelerde bulunurlar. Çeviri sırasında dinleme, tercüme etme ve konuşma eylemlerini aynı anda sürdürmeye çalışırlar.
Ayrıca basın toplantıları veya özel görüşmeler sırasında dinleyiciler daha az olduğu için doğrudan konferans masalarından tercüme yapabilirler. Her durumda, tercümanın dikkati üç farklı iş içinde bölündüğünden bu eylem iyi bir odaklanma gerektirir.
BM tercümanlarının konferanslar ve üst düzey toplantılar sırasında tercümanlık yapmaları için gerekli becerileri kazanmak adına yıllarca eğitim almaları gerekir.
BM tercümanı olmak için BM Seçme Sınavdan geçmek isteyen adayların dil hizmeti sektöründe çevirmen, editör veya konferans tercümanı olarak konuyla ilgili en az 200 günlük çalışma geçmişlerinin bulunması gerekir.
4. BM Tercümanları Ana Dillerinde Tercümanlık Yapıyor
Genel kural, kaliteli bir tercüme için her tercüman kendi ana dilinde tercüme yapmaktadır. Ancak bu kural altı çalışma dilinden sadece dördü için geçerlidir.
Arapça ve Çince kabinlerde bu dilleri ana dili olarak konuşan nitelikli tercümanın az sayıda olması nedeniyle tercümanların genellikle İngilizce veya Fransızcaya da tercüme etmesi gerekir.
BM tercümanlarının konuştukları iki kaynak dili mükemmel bir şekilde anladıklarını kanıtlamaları gerekir. BM’deki birçok delege ve konuşmacı için resmi dillerden herhangi biri ikinci veya üçüncü olarak bildiği bir dil olabilir ve bu durum dilbilimciler için çeviri yapmayı zorlaştırır.
Üç dilde de zengin kelime dağarcığına sahip olmalarının yanı sıra BM tercümanlarından etkinlikler, zirveler, düzenli toplantılar ve basın konferansları sırasında çevirilerine yardımcı olan BM’ye özgü terminolojiyi öğrenmeleri beklenmektedir.
5. BM Tercümanları Haftada Yedi veya Sekiz Kere Üç Saatlik Toplantı Yapıyor
Çeviri o kadar zahmetli bir iştir ki, dilbilimciler her dil çifti için iki hatta üç kişilik gruplar halinde çalışır. Konuşmacının ritmini koruyabilmek için her 20 ila 30 dakikada bir yer değiştirirler.
Kabinlerde mola vermeden çok uzun süre kalmak yorgunluğa ve duraksamalara neden olabilir. Bu duruma benzer bir olay 2009 yılında gerçekleşti; Muammer Kaddafi’nin kişisel tercümanlarından biri Libya liderinin BM Genel Kurulu önünde yaptığı açıklamayı (toplam 96 dakika sürdü!) 75 dakika boyunca tercüme ettikten sonra bayıldı.
Şu anda BM, yorgunluğu engellemek adına tercümanları haftada en fazla yedi ila sekiz üç saatlik toplantılarda çeviri yapmaları için teşvik ediyor.
6. BM Eşzamanlı Çeviriyi Sadece 70’lerde Kabul Etti
BM, dilbilimcileri ve çalışmalarının küresel güvenlik ve dünya barışı için önemli olduğunu kabul eden birkaç kuruluştan biridir. Ancak işler her zaman günümüzdeki gibi yürütülmemiştir.
BM’deki ilk tercümanlar dilbilimcilerin aksine hükümet çalışanları veya sömürge imparatorluklarında bir mesleğe sahip doğuştan çok dil bilen kişilerdi. Ayrıca, delegeler bu konuda tercümanlara hiç bir zaman güvenmemişlerdir. Böylece BM Güvenlik Konseyi, 1970’lerin başında simültane tercümeyi tamamen kabul etti.
Simultane tercüme ilk kez 1945 ve 1946 yılları arasında Müttefik güçlerde yer alan (ABD, Büyük Britanya, Fransa ve Sovyetler Birliği) hakimlerin büyük Nazi suçlularını yendiği Nürnberg Uluslararası Askeri Ceza Mahkemesi sırasında bu kadar yüksek bir makamda kullanıldı.
7. Çevirmenlerin Çalışmalarından Yola Çıkarak Birkaç Film Yapıldı
Bu eşsiz mesleğin ardındaki hayranlık, en popüler oyunculardan bazılarının BM’de çalışan bir tercümanı canlandırdığı film endüstrisinde gözden kaçmadı. Dilbilimci olmak için en ünlü yıldızlar arasında yer alan Audrey Hepburn “Charade(Öldüren Şüphe)”de bir tercümanı ve Nicole Kidman “The Interpreter(Çevirmen)” filminde bir BM tercümanını oynamıştır.
Son söylenen filmde Nicole Kidman, bu işin ne kadar önemli ve zahmetli olduğunu ve en küçük hatanın bile bu konumdaki bir konuşmanın gidişatını nasıl değiştirebileceğini göstererek mükemmel bir iş çıkarıyor.
Ancak, Sunday gazetesindeki bazı filmlere ve makalelere rağmen BM tercümanlarının (ve diğer dil uzmanlarının) yorucu çalışmaları hakkında bizim bilmediğimiz çok fazla şey var. Seyahat ederler, aynı fikirde olmadıkları görüşleri tercüme ederken objektif olmaları gerekir ve genellikle aşırı stresli koşullar altında çalışırlar.
Her zaman baskı altında olan BM tercümanları, ulusları bir araya getirmek ve gelecek nesillere dünyayı daha güvenli bir yer yapmak için önemli bir meslektir. Nitekim BM modern dünyada mütercim tercümanların önemini fark etmiş ve 30 Eylül’ü Uluslararası Çeviri Günü ilan etmiştir.